UHUD DAĞI VE ŞEHİTLİĞİ (OKÇULAR TEPESİ)
Uhut dağı, Mescid-i Nebevi’ye yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Peygamber efendimizin (S.A.V) “Bu dağ bizi sever biz de onu” dediği Uhud Dağı’nda bulunur.Hz. Hamza ile birlikte 70 müslümanın şehit edildiği hicretin 3.yılında yapılan Uhud savaşının yapıldığı yerdir. Müslümanların 700 kişi olmasına karşın müşriklerin 3000 kişi ile savaştığı Uhud savaşının sonrasında 70 müslüman Uhud dağının eteklerine defnedilmiştir. Bu savaşta Peygamber efendimizin (S.A.V) mübarek dişi kırılmış ve yüzü yarılmıştır.
Peygamber efendimiz her yıl Uhud Şehitliği ni birden fazla kez ziyaret eder, şehitleri selamlardı. Uhut Şehitliği Medine’nin 5 km kuzeyinde yer almaktadır. Efendimiz(S.A.V) in sözlerine karşın, savaşı kazandıklarını düşünerek yerlerinden ayrılan okçularla birlikte savaşın seyri değişmiş ve 70 şehit verilmiştir.
Günümüzde Uhut Şehitliği ndeki kabirlerden yalnızca Hz.Hamza’nın kabri bilinmektedir. Diğer şehitlerin kabirlerini gösteren bir taşın konulduğu zikredilmektedir. Şehitler arasında Abdullah b. Cahş, Mus‘ab b. Umeyr ve Abdullah b. Cübeyr de vardır.
Uhud savaşına erkek sahabilerin yanısıra on civarında kadın sahabede katılmıştır. Hz. Fâtıma, Ümmü Eymen, Ümmü Umâre, Hz. Aişe ve Ümmü Süleym Uhud savaşına katılan hanım sahabelerin bazılarıdır. Bu sahabiler su dağıtımı ve yaralıların tedavisi gibi hizmetlerde bulunmuşlardır. Hz. Fâtıma validemiz Hz. Peygamber’in yaralandığı sırada onu tedavi etmiştir. Ümmü Umâre, Müslümanların zor durumda kaldıkları sırada Peygamber efendimizin etrafında düşmanla vuruşmuştur.
Bir gün Habîbullah Efendimiz (s.a.v.), Hz. Ebû Bekir, Ömer ve Osman (r.a.) Uhud dağının üzerine teşrif edince, Uhud dağı onların aşkıyla çoşar ve sallanmaya başlar. Bunun üzerine Rasûl-i Kibriyâ (s.a.v.) kadem-i şerifi ile uyararak, onu teskîn için şöyle buyurur: “Sâkin ol ey Uhud! üzerinde bir peygamber, bir sıddîk ve iki şehîd var.” (Tirmizi, Menakıb, 18)